Sol görüş her zaman “kadro hareketini” savunmuştur ve sağ görüşü lider suntasına biat etmekle suçlar. Ancak son CHP Genel Kurultayında da gördüğümüz üzere seçimde CHP’ni kim yönetecek minvalinde ilerliyor. Ancak kimsede alt kadrolar kimler, nasıl bir değişim yapılacak algısı yok.
Kadro mu dediniz?
Şevket Süreyya (Aydemir), Vedat Nedim (Tör), Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), İsmail Husrev (Tökin) ve Burhan Asaf (Belge) gibi şahısların ortak çalışmasıyla yayın hayatına atılan kadro hareketi ilk olarak 1932 yılının ilk ayında “Kadro” dergisi ile adını duyurdu.
Hareketin amacı Türkiye’nin, gerek cumhuriyet rejimini güçlendirmek, gerek devrim ilkelerini topluma benimsetmek ve gerekse ekonomik krizin etkilerinden sıyrılmak amacıyla ekonomik, sosyal ve siyasal çözümlerlerdi.
Büyük umutlarla başlayan yolculuk şöyle biter; “Gazi’nin sofrasında Kadrocular üzerinde sert tartışmalar çıkar. Recep Peker, Kadrocuların rejim aleyhinde yayın yaptığını söyleyince Gazi birden parlayarak Şükrü Kaya’ya “bu işi ne zaman bitireceksin” der. Şükrü Kaya, başvekile söyleyin paşam, der. İsmet Paşa da dergi yazarıdır ve bunu duymamazlıktan gelir. Gazi, İsmet Paşa’ya dönerek “gerçi, sen bunları seversin!” der.(Tekeli-İlkin, age, s. 421, 579)Yakup Kadri Ankara’ya gider, Gazi ve İsmet Paşa’yla görüşür. Bu toplantıda Gazi ona “Tiran’a elçi olduğunu” bildirir. Yakup Kadri Tiran’a gider ve dergi 36. sayıda dağı(tı)lır. Kadrocular, derginin kapanmasına Recep Peker’in sebep olduğunu söylemişlerdir.”
14 Mayıs 1950 seçim yenilgisinden sonra “CHP kapansın, yeni bir parti kurulsun.” Nidaları yükselmeye başladıktan sonra Kasım Gülek ile değişim hareketi tekrar kendini gösterdi. Kasım Gülek köylere, kasabalara giderek halkı dinlemeye, postalları çıkartarak çarık giydiklerini ve çiftçi, köylü ile bir araya geldiklerini söyler. Ama sonuç gene de değişmedi ve CHP 1950’den günümüze girdiği (neredeyse) tüm seçimleri kaybetti.
Bugün CHP’nin Genel Kurultayı var. Genel Başkanın yaptığı konuşmada genel olarak anlattıkları;
“Adaylık sırasında masadan kalkmalar masaya dönmeler yaşandı. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım. Ateşi ve ihaneti gördük. Yalana dolana rağmen, milyonlarca sığınmacıya rağmen çalıştık yılmadık, yıkılmadık, boyun eğmedik. Hançerlerle beraber yükümüz ağırdı. Seçim bitti, kazanamadık. Daha nefes almadan değişim söylemleri başladı. Değişim diyenler uzun süredir değişmeyenlerdir. Seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu. İlk değişimi 2019’da söyledim. En büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. 2020, 2021, 2022 ve 2023. En büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. CHP sağa kaydı’ diyenler sağında solunda ne olduğunu bilmiyor. CHP halkın partisidir. Avrupa’nın en güçlü sosyal demokrat partisi CHP’dir. Bazen değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Biz muhalefet politikamızı da değiştirdik. Sosyal kimlikler üzerinden politika üretmeye başladık. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Bir tüzük kurultayı yapacağım değişim nasıl olur bütün dünya öğrenecek. Dalgalara karşı güvenli limanın taşlarını öreceğiz. Cinsiyet kotası getireceğiz yüzde 50 kadın-erkek. Yığma üyeye son vereceğim. Milletvekilliğini 3 dönemle sınırlayacağım. Belediye meclis üyeliklerine kontenjan getireceğiz. Danışma kurulunu 3 kez toplamayan il düşmüş olacak. Mahalle temsilcilerimiz bir kadın bir erkek olacak. Bugüne kadar çözmekte zorlandığımız en zayıf halkamız ev hanımları. Onların sorunlarını dinlememiz lazım. Kadın üye sayısını artırın. Aktif üye-pasif üye uygulamasını getireceğiz. Her yerde ön seçim olacak. Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. İç denetim mekanizmasını getireceğiz. Seçimlerde en başarılı olan 5 ilin başkanı Parti Meclisi üyesi olacak.”
13 yıldır partiyi yöneten birisinden ziyade, ilk kez seçime giren ve genel merkeze muhalefet eden birisinin konuşması sandım ilk başta. Ama öyle değilmiş, biraz da Nevzat Tandoğan’ın “Bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz” demesine benzer bir konuşmaydı.
Benzer tartışmaları Fazilet Partisi seçimlerinde görmüştük. Parti, gelenekçiler ve yenilikçiler diye ayrılmış ve gelenekçiler az bir farkla da olsa kazanmıştı. Fazilet Partisinin kapanması ilk birlikte ayrılan yenilikçiler AKP’yi kurmuştu.
Bu seçimde gelenekçiler kazanacak gibi duruyor. Ama kim kazanırsa kazansın kaybedenin biz umutsuz halk kitlesi olacağı aşikâr.
Mevcut Genel Başkan, yerel seçimlerden sonra tekrar bir Genel Kurul olacağını söylüyorsa yerel seçimleri kazanamayacağını öngörüyor demektir.
Mevcut Genel Başkan, 25 gün sonra tüzük kurultayına gideceğiz diyorsa sormak gerek, 13 yıldır aklınız neredeydi ve şimdiye kadar neden gerçekleştirmediniz.
Gelenekçileri destekleyenlerden partililer çıkıp da, yenilikçilerin lideri Özgür Özel’in bu işi beceremeyeceğini, Ekrem İmamoğlu’nun lider olması durumunda oy vereceklerini söylüyorsa,
Kimsenin kadro ve örgüt umurunda değildir demektir. Öyleyse sormak gerek bu partinin ideolojisi nedir, nereye yanaşmıştır ve gelecekte nasıl halkın tekrar umudu olacaktır?
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kadrocular
https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/kadro-hareketi-ve-dergisi/