Yazar: 20:37 Genel Kafalar

Arkadaş

Geçenlerde, Netflix de Zoe Saldana’nın From Scratch dizisine rast geldim. İlk bölümünü seyrettiğim ABD yapımı, İtalya da geçen bu dizi o kadar tanıdık geldi ki.

Tüm aşkları kişiye özel, sadece kendimiz yaşamışızdır aşkın ıstırabını sanırız ya. Hiç de öyle olmadığını tekrar gözüme soktu bu dizi.

Dizinin kadın kahramanı, sanat tarihi okumak için Floransa’ya gider. Ev sahibinin arkadaşı olan şef ile tanışır. Şef zaman içerisinde ona ilgisini belli eder, derslere otobüsle gitmesin diye bisiklet ayarlar, kadının konforunu sağlamak için yardımlarda bulunur, ama kadın o sırada bir müzayede sahibi ile tanışır. Adamın zenginliğinden, gücünden etkilenir ve onunla çıkmaya başlarlar. Kadın, şefin daveti üzerine kız arkadaşları ile birlikte onun restoranına yemeğe gider ve yemeklere, gösterilen ilgiye bayılırlar. Yemekten sonra şef onları kapıya kadar yolcu eder, kadının ellerini tutar ve duygularını sözlü olarak itiraf edecekken diğer adam arabasıyla önlerinde belirir.

Sonrasında “Ben seni arkadaş olarak görüyorum” diyen kadın, bizim şefle flörtleşmeye devam ederken, müzayede sahibiyle çıkmaya devam eder. Ama şefe olan ilgisi de bu arada azalmaz, o kadar ki kızın ailesi ziyaret geldiğinde bile bizim şefin dükkânına götürür onları ağırlamak için. Masada kız – anne – babası yemek yerken şef gelir, onların yanına oturmak üzereyken müzayede sahibi kapıda görünür ve “geç kaldım kusura bakmayın” diye içeri girer.

Şef, kendini aşağılanmış ve aldatılmış olarak görür, “Bana o herife kendi ellerimle yemek bile yaptırdın. Lütfen artık görüşmeyelim” diye tiradını atar ve döner gider. Dizinin bundan sonraki sahneleri klasik Amerikan filmlerinde olduğu gibi mutlu sonla biter. O nedenle devam kısmı pek ilgimi çekmedi.

Dönelim kan ve gözyaşına,

Benzer hikâyeleri defalarca yaşadım / yaşadık. Gün sonunda kadın “Ama ben seni arkadaşım olarak görüyorum” der ve muhtemelen demeye de devam edecektir. Peki, ama neden?

Gördüğü ilgi mi hoşuna gider? Diğer adamdan görmediği sevgi mi? Para, aşkı satın mı alır, yoksa alışkanlıklar her şeyden daha mı önemlidir?…

Lakin anladığım bu bir tek benim derdim değil, o kadar değil ki bunun üzerine film bile yapmışlar. Dünya döndükçe, kadınlar ve erkekler var oldukça bu tür diyaloglar yaşanacak demek ki. Irk, din, dil de etken değilmiş kadın nüvesinde.

Peki bu döngüyü bilmeme rağmen, neden her seferinde kalbim kanıyor?

Bu arada erkek penceresinden bu konu için yazılmış güzel bir şarkıdır. İki tür arasındaki farkı görmek gerek

Visited 3 times, 2 visit(s) today
Close