Yazar: 23:15 Genel Kafalar

Kıvılcım

Önce ışık vardı. Yok yok önce karanlığın olması gerek. Baştan başlayalım

Önce her yer karanlıktı. Sonra ışık huzmeleri karanlığı delmeye başladı. Zamanla ışık karanlığa hâkim oldu. Zifiri karanlıkta, göremezken, birden aydınlanan sema ile birlikte gözlerin kamaşmaya başlar, az önceki gördüklerini de göremez olursun. Bir yanın “Az öncesine kadar her şey ne kadar iyiydi” diye seslenir.

Önce göz bebeklerin, ardından kirpiklerin alışmaya çalışır bu duruma. Gözbebeklerin küçülürken, kirpiklerin onları saklamaya, kırpmaya başlar. Ardından da alabildiğine aydınlık…

Gözleri görmeyen bir bebeğe, ilk kez gözlük taktıkları videoyu izledin mi? Ya da kulakları duymayan o çocuğun kulaklık taktıktan sonraki hallerini. Bir anda yıllar öncesine, emekleme çağına kadar inersin ışık huzmelerinin altında.

Gördüklerini anlamlandırmak isterken belki de gözyaşların selamlar seni. Kim bilir?

Sonrasında gördüklerini anlamak için, dokunmak, teninde hissetmek istersin. Nasıl bir yerdeyim? Etrafımda neler varmış? Az önce görmeden bastığım bu toprak, yerdeki ağaçlar, bitkiler, hatta semanın rengi…

Ve sonra buna da alışırsın, daha önce hiç karanlığa mahkûm olmamış gibi. Sürekli aydınlık varmış ve hiç gitmeyecek gibi yaşamaya başlarsın. Hiç bitmeyecekmiş gibi.

Alışkanlıklar, yaşadıklarımız, düşüncelerimiz, geçmişimiz ve kibirimiz bizim karanlık tarafımızdır. Her daim peşimizde gölge gibi izler, yapmamız gerekenlerden ziyade yapmamamız gerekenleri bize öğütler, bakmamızı, konuşmamızı yasaklar, her yaptığımız yeni harekete gem vurmaya çalışır.

Gelecek ise bizim aydınlığımızdır. Yeniden var olmaya çalışan bizleri yarına götürecek aydınlık. Öğrenme isteğimiz, umudumuz, benliğimiz, kararlılığımız, aydınlığa açılan kapıda bizleri bekler. Ama asl olan bu yolda güvendir.

Güven; kendine, yaptıklarına, kim olduğuna ve neler yapabileceğine olan inancın tamamıdır. Bu nedenle atinin kapısı kendine güvenli bireyler ile mutlaktır.

Karanlık vardı, yarın da olacak, belki de hiç gitmeyecek. Ama her zaman ışık hüzmeleri o karanlıkları delip geçecek ve her daim galip gelecek.

Doksan sene önce “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz.” diyen Paşa artık aramızda yok. Ama yetiştirdiği kıvılcımlar her daim aramızda. Her daim izinde ve onu takip ediyor olacak.

Ruhu şad olsun. Yattığın yer nurla dolsun…

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close